Enjekte edilebilen kalsiyum fosfat esaslı greft materyalinin üst çene arka bölgede maksiller sinüs ogmentasyonu için implantlar etrafında kullanılması: koyunlar üzerinde yapılan karşılaştırmalı çalışma Ali Aral, Danışman: Serdar Yalçın
Dil: Türkçe Yayın ayrıntıları:İstanbul İstanbul Üniversitesi 2006.Tanım: 136 s. tab.şek. 27 cmİçerik türü:- text
- unmediated
- volume
Materyal türü | Geçerli Kütüphane | Koleksiyon | Yer Numarası | Durum | Notlar | İade tarihi | Barkod | Materyal Ayırtmaları | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Thesis | CIU LIBRARY Tez Koleksiyonu | Tez Koleksiyonu | D 24 A73 2006 (Rafa gözat(Aşağıda açılır)) | Kullanılabilir | Oral İmplantoloji Anabilim Dalı | T278 |
Kaynakça var.
' Yetersiz kemik boyutu, üst çene arka bölgede dişsizlik olgusubulunan hastalarda sıklıklıkla rastanılan bir durumdur. Dişsiz bğlgede çekim öncesinde periodontal problemlar nedeniyle meydana gelen vertikal kemik kaybı, çekim sonrasında meydan gelen rezorpsiyon ve sinüz boşluğunun genişleme hereketi alveolar kemiğin tepe noktasıyla maksiller sinüsun alt sınırı arasındaki kemik mesafesinin azalmasına neden olmaktadır. İşte azalan bu kemik miktarı, sıklıkla implant uygulamaları için sinüs lifting işlemini zorunlu hale getirmektedir. Sinüs lifting işlemi sinüs boşluğu içerisinde sinüs membranının esnekliğinden tararlanılarak perfore edilmeden boş bir alan yaratılması ve yaratılan bu alanın çeşitli greft materyalleriyle doldurulması yoluyla kemikleşmeye bırakılması esasına dayanmaktadır. Konuyla ilgili ilk yayın Boyne ve James tarafından 1980 yılından otojen kemik kullanılarak yapılan sinüs ogmentasyonu vakalarının dökümante edilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Bu yayından sonra farklı araştırmacılar tarafından çeşitli önermeler yapılarak teknikte çeşitli modifikasyonu yapılmıştır. Sinüs boşluğuna giriş yeri ve yöntemi, sinüs membranının elevasyon miktarı, kullanılan greft materyalinin tipi, membran kullanımı bunlardan birkaçını oluşturmaktadır. Kalsiyum fosfatlar kemiğin inorganik kısmını yaklit eymelerinden hereketle diş hekimliğinde kemik ogmentasyonu amacıyla kullanılmışlardır. Öncelikli olarak kalsiyum fosfat seramiklerinin kullanımı materyalin kemik yuvasına adaptasyon zorluğunu ön plana çırkaşmıştır. Daha sonraları pariküllü kalsiyum fosfatlar kullanılması materyalin kolay manuple edilmesi ve şekillendirilebilmesi gibi avantajlar getirirken materyalin mekanik olarak dirençsizliği ve partiküllerin migrasyonu tekniğin dezavantajı olarak göze çarğmaktadır. Enjekte edilebilen kalsiyum fosfat simanlarının bahsedilen problemlerin önüne getiği, bunlara ek olarak da oluşturduğu rijit yapıyla birlikte yüksek osteokondüktif etki gösterdiği düşünülmektedir. Çalışmamızda sinüs lifting işlemiyle aynı seansta yerleştirilen implantlar etrafında CaP simanı kullanılarak, materyalin sinüs lifting işleminde implantlar etrafındaki etkiniğinin değerlendirilmesine yönelik deneysel bir model oluşturulmuştur. Benzel yaş ve kiloda 3 adet koyun deney hayvanının maksiller sinüslerine ekstra-oral bir yaklaşımla girilerek sinüz lifting işlemi gerçekleştirilmiş ve aynı seansta da implantlar yerleştirilmiştir. Deney grubunda sinüs lifting işlemi sırasında greft materyali olarak enjekte edilebilen CaP simanı kullanılırken kontrol grubunda implantlar etrafında humerus bölgesinden elde edilen otojen kemik kullanılmıştır. Her deney hayvanında bulunan iki sinüs boşluğuna 2'şer adet olmak üzere toplam 12 adet implant kullanılmıştır. Bu implantların 8 tanesinin etrafında ogmentasyon materyali olarak CaP simanı kullanılırken, 4 tanesi etrafında ise otojen kemik kullanılmıştır. 12 haftalık iyileşme periyodu sonrasında deney hayvanları sakrifiye edilmiştir. Sakrifikasyon sonrasında elde edilen biyopsiler histolojik değerlendirmeye alınmıştır. Deney grubundan 1 implant osseointegre olmadığı için çalışmadan çıkartılmıştır. Bu değerlendirmede materyalin doku içindeki uyumu, biyoerimesi, kemikleşme süreci ve kemik implant yeması değerlendirilmiştir. Kemik implant temas değeri yüzdesel olarak hesap edildikten sonra bu değer deney grubuyla karşılışmıştır. Bu karşılaştırma amacıyla Mann-Whıtney U testi kullanılmıştır. Kesitlerin tümünde CaP simanının konak kemikle tam bir temas ilişkisi içerisinde olduğu, yeni oluşan kemikle yer değeştirdiği, simanın büyük ölçüde rezorpsiyona uğramasına rağmen bazı kesitlerde varlığını sürdürdüğü, ana siman partikülü ve ondan kopan parçaların kemik dokusuyla çevrenlendiği, bir yandan rezorpsiyon sürecinin devam ederken bir yandan da osteoblastların boşluklar içinde dizilerek kemik yapımını gerçekleştirdiği, yeni oluşan kemik dokusunun implant yüzeyiyle temasta olduğu izlenmektedir. Deney grubundaki implantların ortalama kemik-implant temas değeri %35.568 olarak tespit edilmiştir. (Standart sapma: 5.2463) Kontrol grubundaki implantların ortalama kemik-implant temas değeri ise %37.595 olarak izlenmiştir. (Standart sapma: 3.2944). çalışmadaki oralama kemik implant temas değeri %36.30 olarak izlenmiştir. Mann-Whitney U testi kullanılarak yapılan istatistiksel değerlendirme sonucunda gruplar arasında anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. (p=0.23) Çalışmanın geneli değerlendirildiğine materyalin oldukça biyokompatibl, doku içinde rezorbe olabilen ve bu rezorpsiyon sonrasında kemikle tam bir entegrasyon ilişkili içerisinde, kullanımı kolay, bölgeye enjektör yardımıyla sıkılarak uygulanabilen, kontaminasyon riski bulunmayan ve maliyeti dşük bir materyal olduğu göze çarpmaktadır. Ancak materyalin bölgeye uygulanması neden olmaktadır. Bu nedenle uygulanması düşünülen bölgede kanamanın kontrol altına alınması veya sertleşmenin kimyasal olarak daha kısa sürede oluşmasının sağlanması, materyalin daha başarılı histolojik sonuçlar vermesine neden olacaktır. APPLICATION OF INJECTABLE CALCIUM PHOSPHATE GRAFT MATERIAL FOR THE MAXILLARY SINUS AUGMENTATION AT THE POSTERIOR REGION AROUND DENTAL IMPLANTS: A COMPARATIVE STUDY IN SHEEP MODEL Inadequate bone height is a very common concept in the posterior maxillary edentulous patients. Vertical bone loss at the edentulous region that is caused by the periodontal problems before the extraction of the teeth, bone resorption following the extraction, and the dilatation of the sinus region may possibly cause decrease in the available bone amount between the top of the alveolar crest and the floor of the maxillary sinus. And this decreased bone quantity, often causes an obligation for the sinus lifting operation during implant applications. Sinus lifting operations can be described as creating an empty space by the help of the flexibility of the sinus membrane and filling this space with various graft materials. The first publication about this issue was owned by Boyne and James in 1980, which deals with the sinus lifting cases accomplished by using autogeneous bone. Following that publication different researchers proposed various techniques and tried to modify the classical procedure. The method and the anatomical region of the entrance to the sinus mucosa, amount of sinus bone elevation, and the type of the graft material, are some of these modifications. From the point of imitating the inorganical part of the bone tissue, calcium phosphates are widely used in dentistry for bone augmentation purposes. At first, calcium phosphate based ceramics were used for these procedures. Dealing with some adaptation problems at the bone cavity, particulate forms of CaP were manufactured. Bringing some advantages like easy manipulation and shaping, the particulate forms of CaP have also some disadvantages like mechanical instability and migration of the particles from the augmentation area. Injectable forms of CaP cements are easy to shape, more osteoconductive and more stable in the bone cavity. In our study we have designed an experiment to examine the efficiency of the CaP cement around implants inserted simultaneously during the sinus floor elevation surgery. 3 sheep in similar age and weight were selected sinus floor elevation was performed by an extra-oral approach and implants were inserted simultaneously. In the experimental group injectable CaP cement was used as a graft material around the implants while autogeneous bone harvested from the humerus region were used in the control group. In every animal 2 implants were 'inserted 'n each sinus cavity and finally 12 implants were used. CaP cement was used around 8 implants in the experimental group while autogenous bone was used around 4.
Following the healing period of 12 months, animals were sacrified and bone biopsies were harvested for the historical examination. An implant was taken out of the study because of the instability and the lack of osseointegration. In the historical part; biocompatibility of the material in bone tissue, biodegration of the CaP cement, process of the bone formation and bone to implant contact were examined. Following the evaluation of bone to implant contact level in the experimental and control groups, results were compared by using Mann-Whitney U test. In all sections the remnants of the CaP cement, direct contact between host bone and CaP cement, the substitution of new bone with CaP cement were observed. During the bone resorption, continues the arrangement of osteoblasts in arrow at the lacunes of bone and the formation of new bone tissue and direct contact of new bone with the implant surface is observed. The mean bone to implant contact is 35.568% and 37.595%; in experimental and control group, respectively. The mean bone to implant contact of both groups is 36.30%. There was no statistically difference between the two groups according to Mann-Whitney U test. In conclusion; CaP cement can be elevated as a biocompatible material since it is resorbable in host bone and has an ability to substitute with new bone tissue. Direct integration of the cement with the host bone is easily seen in detailed sections. Thus, the material is injectable, alloplastic and easy to use without a risk of contamination. Unfortunately; the excess bleeding from the defect are during the application causes dissolution of the material or its transportation from the augmentation area by blood Keywords: Calcium phosphate cement, integration, osteocoductive, easy to use, injectable.'
1 Giriş ve Amaç
2 Problemin Tanımlanması
4 Çalışmanın Amacı
5 Çalışmanın Hipotezi
6 Genel Bilgiler
7 Kemik Dokusu
8 Osseointegrasyon ve Ön Koşulları
10 Osseointegrasyon Süreci
12 Titanyum
13 İmplantların Yüzey Özellikleri
14 Kemik İmplant Temasını Gösteren Testler
15 Çekim Sonrası Kemik Rezorpsiyonu
17 Kemik Miktarını Arttırıcı veya İmplant Yerleşimini Kolaylaştırıc Teknikler
17 Kemik Ogmentasyonu
17 Sinüs Lifting
18 Diğer Teknikler
18 Distraksiyon Osteogenezi
18 Mandibular Sinirin Repozisyon veya Transpozisyonu
19 Greft Materyalleri ve Kalsiyum Fosfatlar
19 Kemik Oluşturucu Mekanizmalar
21 Membranlar
22 Sentetik Kemik greftleri: Alloplastlar
23 Kalsiyum Fosfatlar
25 Kalsiyum Fosfatlar Simanları
30 Sinüs Lifting Uygulamaları
30 Maksiller Sinüs Boşluklarının Anatomik, Histolojik ve Fizyolojik Özellikleri
32 Sinüs Lifting Uygulamalarının Yakın Geçmişi
33 Sinüs Lifting Uygulamalarının Endikasyon ve Kontrendikayonları
34 Summer osteotomisi veya Kapalı Sinüs Eleasyonu
35 Açık Teknık; Sinüs Lifting Operasyonu
39 Sinüs Lifting Çalısşmalarına Genel Bakış
40 Yaşam Analizleri
41 Yüzey Farklılıkları
42 Membran Kullanımı
42 Greft Materyalleri
50 Gereç ve Yöntem
51 Operasyon Öncesinde Yapılanlar
51 Genel Bilgi
51 Hazırlık İşlemleri
52 Çalışmanın İçeriği ve Gruplar Arasındakı Farklılıklar
53 Deney Hayvanı Olarak Koyunlar
53 Operasyon Öneci Kayıt ve Profılaksi
54 Ameliyat Ekibi Kayıt ve Görev Dağılımı
55 Genel Anestezi
55 İmplantar
55 Greft Materyali
59 Operayon
62 Komplikasyonlar ve Problemler
63 Operasyon sonrası
63 Post -operatif bakım
63 Sakrifikasyon
64 Histoloji
64 Analiz Önecesi İşlemler
71 Kesitlerın Bilgisayara Aktarılması
71 Histolojik Analiz
71 Histomorfometrik Ölçüm
72 İstatistiksel Analiz
73 Bulgular
74 Genel Durum
76 Histolojik Sonuçlar
87 Histomorfometrik Sonuçlar
87 İstatistiksel Değerlendirme
87 Kemik - implant Temas Alanı
92 Tartışma
109 Sonuçlar
113 Özet
117 Summary
121 Kaynaklar
136 Özgeçmiş